İş Güvenliğinin Tarihçesi Nedir? İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Dönemleri Nelerdir?

Bu kez Türkiye’miz de ve dünyada İş Güvenliği kavramının tarihçesinden  bahsetmek istiyorum…

İnsanoğlu, var olduğu günden beri yaşamını sürdürebilmek için çalışması ve üretmesi gereken bir varlıktır. Başlangıçta toplayıcılık ve avcılıkla varlığını sürdürmek için doğa şartları ve hayvanlarla mücadele eden insan ırkının günümüzdeki mücadelesi büyük ölçüde şekil değiştirmiş olsa da bu mücadele sürekli olarak devam etmektedir. Bu mücadelesinin sürekliliği için de en önemli unsur sağlıklı kalmasıdır.

Sonuçta, biz insanlar için teknolojinin çalışma hayatında yaratmış olduğu çeşitli dönüşümler ve toplumsal refahın gelişimi yönünde düzenlenen faaliyetler her geçen artış gösteriyor.

Tarihçesi boyunca insan yaşamının büyük bir dilimini kapsayan çalışma ortamına yönelik gerçekleşebilecek tehdit algıları belirlenmiş ve iş güvenliği açısından olumsuzlukların ortaya çıkabileceği tespit edilmiştir. Sanayi çağı ile birlikte makineleşme ve üretim sürecinin artış gösterdiği dönemlerden bu yana birbirinden farklı sektörlerde çeşitli nedenlerden ötürü çalışanların iş sağlığı ve güvenliği tehlike altına girmiştir. İş güvenliği tarihçesi ele alındığında, oluşan bu sorunların en etkili şekilde yönlendirilerek önlenmesi ve iş güvenliği tedbirlerinin alınması gerekli bulunmuştur.


 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Dönemleri

Dünyada iş güvenliği ve işçi sağlığı kavramlarını ve içeriklerini 3 ana dönemde incelemek mümkündür:

Sanayi Devriminden Önceki İSG Yaklaşımları

Sanayi Devriminden Sonra İSG Yaklaşımları

Günümüzdeki İSG Yaklaşımları

• İnsanoğlunun tarihçesinde bilindiği kadarıyla, ilk uğraşlarını avcılık olarak tercih etmişlerdir. Çeşitli ilkel madencilik ve hayvancılık gibi işlerin devamında tarım ve yerleşik hayata geçilmesiyle çalışma hayatında çok büyük ilerlemeler kat edilmiştir. Bu durum; insanların eskiye oranla çok daha zorlayıcı ve yoğun çalışma koşullarının ortaya çıkmasını da desteklemiştir. Tarihin çeşitli evrelerinden bu yana insanların çalıştıkları iş ve koşullar, yaşadıkları sağlık sorunları üzerinde durulur bir raddeye gelmiştir.

• İnsanların işçi sağlığı ve iş güvenliği tarihçesi göz önüne alındığında, bu duruma ilk işaret eden kişi M. Ö. 2600’lü yıllarda yaşamış olan Mısır’da mühendis olarak çalışmanın yanı sıra hekimlik yapmış olan Imhotep olmuştur. Özellikle piramitlerin inşa edilişi aşamasında zaman zaman meydana gelen kazalarda birçok çalışan bel ağrısı sorunları ile karşılaştığı için tespitlerde bulunan Imhotep, Hipokrat’tan çok daha önce bu tespitleri gerçekleştirmiştir.

 

 


• M. Ö. 2000’li yıllarda tarihin bilinen ilk yasaları sayılan, Hammurabi kanunlarında bulunan iş sağlığı ve iş güvenliğinin tarihçesi anlamında temelleri sayılabilir. İşi yaptıran kişinin negatif sonuçlardan sorumlu kılınacağı hükümleri Babil döneminde hayata geçirilmiştir.

• Tarihe  baktığımızda  millattan  önce  yaşamış  olan  Aristoteles,  Heredotos,  Hippokrates, Nicander,  Plautus,  Büyük  Plinius  gibi  ünlü  düşünürlerin  söylemiş  olduğu  çeşitli  sözlere baktığımızda yine İSG konularına dair bazı hassasiyetlerin yaşanmış olduğunu görmekteyiz.

·         Koşucuların hastalıklarından söz etmiş; gladyatörler için diyet tanımlamıştır. (Aristoteles)

·         İlk kez işçilere yeterli besin verilmesinin üzerinde durmuştur. (Heredotos)

·         İlk  kez  kurşunun  zararlı  etkileri  üzerinde  durmuştur.  Felç  ve  görme bozuklukları ile kurşuna maruz kalma arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. (Hippokrates)

·         Kurşun  zehirlenmesi  ile  karın  ağrısı,  kabızlık  ve  yüz  solukluğu  arasındaki ilişkiyi kesinleitirmiştir. (Nicander)

·         Bazı  esnaf  ve  sanatkârların  çalışma  pozisyonlarından  ileri  gelen  vücut görünüm bozuklukları (malformasyonşlar) ile ilgili bilgi vermiştir. (Plautus)





 

·         Tehlikeli  tozlara  maruz  kalanların,  kendilerini  korumaları  için  maske kullanmaları önermiştir. (Büyük Plinius)İşçi Sağlığı kavramının babası olarak kabul edilen Bernardino Ramazzini yazdığı “de morbis artificum diatriba” adlı kitabı ile ortaya koyduğu “meslek hastalıkları” anlayışını da işçi sağlığı ve iş güvenliği tarihçesinin önemli bir sayfası olarak not etmekte fayda var.




İş Sağlığı ve Güvenliğinin Türkiye’deki Tarihçesi

Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliğinin tarihçesi esas olarak 1865 yılında kayıt altına alınmaya başlamıştır. Dilaver Paşa Nizamnamesi ve akabinde yayımlanan Maadin Nizamnamesi ile endüstri konusunda birbirinden farklı yönleriyle iş sağlığı ve güvenliği önem kazanmıştır.

 



• Ülkemizde iş güvenliği tarihçesi anlamında önemli mihenk taşlarından biri de 1865 yılında çıkartılmış olan Dilaver Paşa nizamnamesidir. Zonguldak ve Ereğli bölgesinde yer alan kömür havzası işçileri için çeşitli tatil planlamaları, sağlık konusu, çalışma saatleri ve barınma alanları gibi konuları ele almıştır. Bu nizamnameye göre;

Günlük çalışma süresi 10 saat olacaktır.
İşçilere çalışma sürelerinin dışında dinlenme süreleri de verilmelidir.
İşçilere yatacak yer sağlanmalıdır.
İşçi ücretlerinin öncelikli olarak ödenmesi ve işe girmek için hazır bekleyen işçilere çalıştırılmasalar dahi ücret ödenmelidir. 

 

 

• İş güvenliği tarihçesinde önemli bir basamak olan ve 1896 yıllarında çıkan Maadin nizamnamesi; ülkede yer alan bütün madenlerde görev yapan çalışanların iş güvenliğinin ve farklı hükümleri düzenleyen bir mevzuat olarak karşımıza çıkmaktadır. O devirde kömür madeni iş kolunda aktif olarak zorunlu çalışma ortadan kaldırılmıştır. Bu sebeple çalışma eyleminin ekonomik yönleri ile birlikte insani yönlere de değer verilmesi gerektiği önemle vurgulanmıştır.

• 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulduğu tarihten bu yana iş sağlığı ve güvenliği detaylı şekilde gündeme getirilmiştir. Aynı zamanda bu konuda ayrıntılı yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.

• 8 Haziran 1936 tarihinde gerçekleştirilen 308 sayılı iş kanunu gereğince de temel iş güvenliği ve sağlığı hükümlerine yer verilmiştir. II. Dünya Savaşı’nın ardından sanayileşme döneminde daha yoğun bir çalışma süreci başladığı için iş güvenliğinin ve sağlığın ön planda yer aldığını söylemek pek mümkün sayılmaz.

• 1967 yılına gelindiğinde ise yürürlüğe giren 931 sayılı iş kanunu gereğince; ilk defa modern şekilde disiplin ve kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin ardından 1971 yılında çıkarılan 1475 sayılı iş kanunu aynı hükümlerle yürürlüğe girmiştir.

 

• Sanayileşmenin hızla devam ettiği 80 ve 90’lı yıllara gelindiğinde ise 1475 sayılı iş kanunu ve güvenliği gereksinimlere belirli ölçütlerde cevap verebilmiştir.

• 20. yüzyılın sonlarına gelindiğinde tüm Sanayi koşulları başta olmak üzere; endüstri ilişkileri, çalışma mevzuatının ileri bir boyuta erişmesi ve teknolojinin gelişimi ile 2003 yılında 4857 sayılı iş kanunu yürürlüğe girmiştir.

• 29 Haziran 2012 tarihine gelindiğinde ise 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarılarak 1 Ocak 2013 itibarıyla uygulamaya konması devamında yönetmeliklerin belirlenmiştir. Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının güncelliğini koruması ve bir o kadar da modern hükümlerle donatılmış olması gerekirken, daha en başta uygulamada sürekli ortaya çıkan ertelemeler, işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarının sadece gereksiz ve ek maliyetler getirdiğine işaret eden açıklamalar ve davranışlar kanunun amacına ulaşmasının önündeki en belirgin örneklerdir.

Kanunla birlikte iş sağlığı ve güvenliği konusunda altyapı oluşturma çalışmaları gerçekleştiren ve bunları başarılı şekilde yönetmesi gereken devletin genel denetim organlarını faaliyeti geçirerek pratikte yapılan çalışmaları olması gerektiği şekilde teşvik etme kuralı bulunmaktadır. Ne yazık ki halen, uygulama anlamında daha aktif ve daha fazla mesafenin kat edilmesi şarttır.

Değindiğimiz üzere İş Güvenliği ve Sağlığı; kronik hastalıklar, önemli vakalar, maddi sıkıntılar ve ölümle sonuçlanan çeşitli kazalar sonucu büyük önem arz etmiştir. Özetle belirtilmelidir ki; iş sağlığı ve güvenliği, tarihi farklılıklar sonucu iş güvenliği kültürü oluşmuş, bu gelişim çeşitli çalışmalar sonucu elde edilmiştir. Fakat günümüzde halen tehlike kaynakları çeşitli tecrübesizliklerden de kaynaklı oldukları için öncesinden tespit edilmeli ve iş esnasında güvenliğin ne şekilde alınması gerektiği detaylıca belirlenmelidir. Bu konuda çeşitli yaklaşımlar ve çözümler aranmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yaklaşık 2000 yıla yakın bir süredir gelen tecrübe ve kanunlarla gelişip değişmeye devam etmektedir.

 

 

 

 

İş Güvenliğinde Risk Analizi ve Risklerin Yönetimi Nelerdir?

 




İş Güvenliğinde Risk Analizi ve Risklerin Yönetimi

İş sağlığı ve güvenliğinde riskler hiçbir zaman yok edilemez, azaltılamaz. Alınan tüm önemlerle riski yok etmek, azaltmak için değil, tehlike veya tehlikeli durumu önlemen içindir. Aldığımız önlemlerden vereceğimiz her taviz ya iş kazası ya da meslek hastalığı olarak bize geri dönecektir.

Biz de bu yazımızda A’dan Z’ye tüm risk analizi süreçlerini tek bir yazıda topladık.

Neden Risk Analizi Yapmalıyız?

İnsani Nedenler ( İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları)

İnsani nedenlerden kaynaklanan riskleri ölçmek ve minimize etmek için İş – Risk Analizleri, Ortam Analizleri ve Ergonomik Risk Analizleri yapılmalıdır.

Yasal Nedenler ( Ürün Güvenliği, Donanım Güvenliği, Çevre Güvenliği, Acil Durumlar)

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı yönetmelikleri,

Yönetimsel Nedenler (Organizasyon, Dokümantasyon)

Yatay ve Dikey Organizasyon Yapıları, Prosedürler, Talimatlar, Formlar

Neleri Analiz Etmeliyiz?

Matris Gerektirmeyenler

İRA : İş Risk Analizleri

ORA : Ortam Risk Analizleri

ERA : Ergonomik Risk Analizleri




Matris Temelinde Yapılması Gerekenler

DRA : Donanım Risk Analizleri

ÜRA : Ürün Risk Analizleri

ÇRA : Çevre Risk Analizleri

YRA : Yönetimsel Risk Analizleri

Risk Analizi Metodları

Kinney & Risk – o graph (derived from prEN 1050)

FTA (IEC 61025) Hata Ağacı Analizi

ETA (IEC 62308) Olay Ağacı Analizi

HAZOP (IEC 618829) Tehlike ve Çalışabilirlik Analizi

IEC 60300 – 3- 9 Değişik Metotlar

PHA (IEC 61165) Başlangıç Tehlike Analizi

JSA (IEC/ISO standart 15504) İş Güvenlik Analizi




Risk Değerlendirme Süreçleri

  • Planlama
  • Üretim Süreçlerinin İncelenmesi
  • Tehlikelerin Tanımlanması
  • Risk Analizi
  • Risk Değerlendirmesi
  • Önlemlerin Belirlenmesi ve Risk Değerlendirme Raporunun Hazırlaması
  • Uygulama

Risk Nedir?

Tehlike durumunda içinde tehlikenin gerçeğe dönüşmesidir,

Yaşanması muhtemel bir sonuçtur,

Koşullar olgunlaşmadıkça açığa çıkmaz,

Gerçekleşirse zarar yaşanmış demektir,

Risk daime tehlikenin bir elemanıdır.

Uygulama

Risk Analizi Ekiplerinin Kurulması

İşyerinin her bölümü için ayrı bir ekip kurulmalıdır. Ekip yapısı aşağıdaki gibi olmalıdır.

Bir Yönetici (ekip lideri)

Yeterli sayıda işçi

İş Güvenliği Sorumlusu

İş Yeri Hekimi

Ekibin Bilgilendirilmesi

Bu çalışmanın sağlayacağı yararlar, çalışmanın nasıl yapılacağı vb konularda ekip üyeleri bilgilendirilmelidir. Not: Ekip lideri teknik destek üyeleri ile ekip üyeleri arasında iletişimi sağlayan köprü görevini görecektir.




Yapılan İşlerin Belirlenmesi

Bu adımda ekip üyeleri bir vardiya boyunca yaptıkları çalışmaların, başka bir deyişle işlerin listesini çıkartır. İş kazları mevzuatımıza göre bir iş yaparken olmaktadır. Bu bakımdan yapılan işleri listelemek önem taşımaktadır. Yapılan her iş bir tehlike veya tehlikeli durum anlamına gelmektedir.

İşlerin Risklerini Tespit Etmek

Bu aşamaya kadar yapılan bütün işleri yani tehlikeleri/tehlikeli durumları belirlemiş olduk. Artık bu tehlikeye içindeki riskleri belirlemek gerekiyor.  Son hali verilmiş yapılan işler listesine olası risk sütunu ekleyin. Yeniden bir çıktı alın ve ekip üyelerine dağıtın. Ekip üyeleri yaptıkları her işin karşısına “kendilerince” tahmin ettikleri riskleri yazmalıdırlar.

Bu aşamada İşyeri Hekimi, İş Güvenliği Uzmanı ve gerek görülmesi halinde yeteri kadar teknik personel çalışmaya müdahil olmak durumdadır. İşçilerin buldukları risklerin listeleri ile yetinmemek gerekir. Teknik destekle olası bütün riskleri belirlemek gerekir.

  • Risk Analizi Örneği
  • Yapılan İş: Kaynak Çalışması
  • Çalışanların Bulduğu Riskler
  • Elektrik çarpması
  • Gözlerin kaynağın alması
  • Dumanı solumak
  • Ellerin yanması

Çalışma bu durumda iken çözümlere geçildiğini varsayalım. Yalnızca aşağıdaki önlemlerle yetinmemek gerekecektir. Bu durumda aşağıdaki gibi bir sonuç elde edilir.

Kablolar ve fişler sağlam olacak

Topraklama sağlanacak

Kaynak gözlüğü – maskesi kullanılacak

Eldiven kullanılacak

Solunumu maskesi kullanılacak

Teknik destekle yeniden riskleri belirlemek gerekir.

İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve gerek görülmesi halinde yeteri kadar teknik personel ve ekip üyeleri ile bir araya gelerek beyin fırtınası ile riskleri belirlemek gerekir. Bu durumda aşağıdaki gibi bir sonuç elde ederiz.

Teknik Destek Katkısı Sonrası Risklerin Belirlenmesi

Elektrik çarpması

Gözleri kaynak alması

Dumanı solumak

Ellerin yanması

Çıkna gazları solumak

X ışınlarına maruz kalmak

UV ve IR ışınlarına maruz kalmak

Yangın riski

Patlama riski

Bel ve sırt ağrıları

Hava kirliliği

Diğer çalışanların etkilenmesi

Mekanik etkilerle yaralanmalar

Sıçraklarla yaralanmalar

Önlemleri Belirlemek

Bütün risklerin belirlendiğinde emin olduktan sonra her bir risk açığa çıkmaması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi gerekir. Excel tablomuzda bir sütun daha açalım ve çıktıları ekip üyelerine dağıtalım. Her bir risk karşısına hangi önlemleri almak gerekir sorusunun işçilerce yanıtlanmasını sağlayalım.


Önlemleri Sınıflandırmak

İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı ve gerek görülmesi halinde yeteri kadar teknik personel desteği ile gerekli olan önemleri netleştirmek ve sonrasında da sınıflandırmak gerekir. Sınıflandırma sonucu şöyle olacaktır;

İşyerinin hazır olanakları ile hemen yapılabilecek düzletmeler,

Dışardan mal ve/veya hizmet alınarak/alındıktan sonra yapılacak düzeltmeler,

Yatırım projesi/planı v.b ile yapılabilecek düzeltmeler,

Kontrol Tabloları ve İstatistikleri Oluşturmak

Elde edilen verilerin istatistikler ile desteklenmesi ve “iş risk önlem ağacının” iş risk analiz formuna işlenmesi gerekir. Bu sayede işyerinin her bir bölümünde olabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının tamına yakın bir kısmını belirlemiş oluruz.

 



Sismik İzolatör Nedir?

 Sismik İzolatör Nedir?

    Sismik İzolatörler, sismik izolasyonlu yapılarda yapının temeli ile üst yapı arasına yerleştirilen ve deprem anında zeminden gelen salınım (deprem) hareketlerinin üst yapıya iletilmesini önleyen elemanlardır. Sismik izolatörler, yapıları ve ekipmanları/mobilyaları deprem hasarından tam korumak, insanların hayatlarının ve iş faaliyetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlamak amacıyla kullanılır.



   Normalde bir yapı kendi ağırlığın onda biri kadar yük taşırken, bu sisteme sahip yapılar bu değerlerin üzerine çıkabiliyor. Sarsıntı yoğunluğunu yüzde 80'e kadar azaltan sismik izolatörler; kimyasallar, pas, nem ya da güneş ışınları gibi yıpratıcı durumlara karşı korunaklı ve ortalama 60 yıl kullanılabiliyor

     Binayı zemine sabitlediğimiz zaman otomatikman bina ve zemin ortak hareket ediyor ve bina zeminden aldığı enerjiyi atıncaya kadar sallanmayı sürdürüyor. Bu sallanma sırasında bina esnekliğini kaybederse yıkılıyor. İzolatör dediğimiz sistem araba amortisörlerinde kullanılan bir sisteme benzer. 

     Yaylı bir sistemle bina zeminden ayrılıyor. Böylece bina, zemindeki davranışın tamamını içine almıyor. İzolatör, zemin hareketinin kontrollü olarak binaya aktarılmasını sağlıyor.

Örnek resimlerde gördüğümüz gibi buradan daha detaylı neden gereklilik duyulması gerektiğini gösteriyor



Sismik İzolatör Çeşitleri

Sismik İzolatörler, temelde Elastomer Mesnetler ve Sürtünmeli Sarkaç Tip İzolatörler olmak üzere iki tipten oluşurlar.

  • Elastomer mesnetler (Rubber Bearings), ince kauçuk tabakalar ile çelik plakaların sıra ile katmanlanmasından meydana gelir. Yüksekliğinin 4 katına kadar deformasyon yapabilen elastomer mesnetler, düşeyde yüksek rijitliğe sahipken, yatayda ise çok düşük rijitliğe sahiptir. Bu sayede,
Elastomer mesnetlerin kendi içerisinde “Doğal Kauçuk İzolatörler”, “Yüksek Sönümlü Kauçuk İzolatörler”, “Kurşun Çekirdekli Kauçuk izolatörler” gibi türleri vardır.

  • Sürtünmeli Sarkaç Tipi (Friction Pendulum) İzolatörler ise küresel form verilmiş çelik plakalar ile bu plakalar arasında kayabilen çelik disklerden meydana gelir. Çelik plakalar ile çelik disk arasındaki kayma yüzeyinin sürtünme katsayısı ne kadar düşük olursa, yapıya etkiyen deprem kuvvetleri de o kadar düşük olur.

Sürtünmeli Sarkaç Tipi (Friction Pendulum):



Elastomer mesnetler (Rubber Bearings):






Sismik İzolasyon Nedir? Simsik İzolasyonlu Binaların Davranışı Nelerdir?



Sismik İzolasyon, prensip olarak yapının zemin ile bağlantısının kesilmesidir. Bu sayede, deprem anında zemin salınırken, bu salınma hareketi izole edilmiş yapıya iletilmez.


Geleneksel yöntemlerle inşa edilmiş bir yapıda deprem enerjisi yapının taşıyıcı elemanlarının alacağı hasar ile sönümlenirken, deprem izolasyonlu yapıda enerji izolasyon sistemi tarafından sönümlenmekte ve üst yapıda hasarların oluşması bu sayede önlenmektedir.

 

 




Yukarıdaki videoda sol taraftaki maket deprem izolasyonlu bir yapının, sağ taraftaki maket ise deprem izolasyonsuz bir yapının deprem sırasındaki davranışını temsil etmektedir.
 


İş Sağlığı Ve Güvenliği Risk Yönetimi Nedir?

 

Risk; birincisi fırsat, ikincisi ise tehdit anlamına gelen sembollerden oluşmaktadır. Bu anlamıyla risk mevcut durumdaki dengeyi bozan yeni olaylar ve koşullardır. Bu koşullar ve engeller ve tehlikeler yaratabileceği gibi yeni fırsatlar da sunarak mevcut durumun yeni bir denge oluşturmaktadır.

İş sağlığı ve güvenliğinde risk analizi ve risk değerlendirme yöntemleri 1950’li yıllardan beri dünyada sistematik olarak uygulanmaktadır. Metotların geliştirilmesi ise gereksinimlere göre gelişim göstermiştir. Mühendislik projelerinde söz konusu belirsizlikler göz önüne alınarak tasarım yapılmalıdır. Bu sistemlerin performansının güvenirliliği de güvenilirlik analizleri (reliability analysis) yardımıyla saptanmalıdır. Güvenilirlik analizi, bir ürünün kendisinden beklenen fonksiyonu önceden saptanmış bir süre içinde, belirli çevre ve çalışma koşulları altında arıza yapmadan yerine getirme olasılığıdır.

Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları ifade eder.







Risk Analizi Metodları

Risk analizi yöntemlerini kullanan iki ana yaklaşım vardır. Bunlar nitel (kalitatif) ve nicel (kantitatif) yaklaşımlardır. Analizi istenen koşulların durumuna göre her iki yöntemin de birlikte kullanıldığı yani yarı-niceliksel (yarı-kantitatif) yöntemler de kullanılabilir. Nicel risk analizinde, riskin hesaplanmasında sayısal yöntemlerden faydalanılır. Riskin meydana gelme olasılığı ve meydana geldikten sonraki etkisinin ne olacağına dair veriler olarak sayısal değerler kullanılır. Bu değerler, matematiksel ve mantıksal metotlar ile analiz edilip risk skorları bulunur. Nitel risk analizlerinde ise riskin hesaplanmasında sayısal (nümerik) değerler yerine düşük, yüksek gibi tanımlayıcı ifadeler ya da A, B- I-II gibi tanımlamalar bulunur. Nitel teknikler risk seviyesinin genel olarak belirlenmesinde, nicel teknikler ise risk seviyesine yönelik daha net belirlemeler yapılmasında kullanılır. Genel olarak teknik eksenli yöntemler, insan eksenli yöntemler, görev analizi, yönetim eksenli yöntemler, kaza araştırması, senaryo analizleri, kontrol analizleri, kaba analizler gibi her işletmenin amacına yönelik risk analiz yöntemleri bulunur. Bu yöntemler risk yönetiminin bir parçası adeta çekirdek kısmıdır.

Değerlendirme yönteminin seçiminde önemli olan, değerlendirme metodunun yapılan işe uygunluğudur. Örneğin İnşaat sektöründe iseniz, Finne Kinney Metodu sizin için pekte elverişli olmayabilir, çünkü İnşaat işlerinde var olan işlerin termini iş programına göre ilerlemektedir. Frekansı (tehlikeye maruz kalma sıklığını) senelik bazda veren Finne Kinney metodu yerine frekanstan bağımsız L tipi matris daha faydalı olacaktır. İnşaat sektöründe önemli olan Sağlık Güvenlik Planın iyi yapılmış olmasıdır. En ufak hataların pahalıya mal olabileceği Kimyasal Hammadde işleme tesislerinde ise L tipi matris işinize pek yaramayabilir bunun yerine HAZOP (Tehlike ve İşletilebilirlik Çalışması) veya FMEA (Olası Hata türleri ve etkileri analizi) ile çalışmanız P.I.D akış diyagramlarını çıkarmanız daha yararlı olacaktır. Metal işleme veya Otomotiv imalat sektörüne geldiğinizde Finne Kinney faydalı olabileceği gibi, makine-insan gücü uyumunun bütünleşik ve yoğun şekilde çalıştığı bu sektörlerde her bir işlemi ayrı ayrı tanımlayabileceğiniz ve değerlendirebileceğiniz JOB Safety Analysis (İş Güvenliği Analizi) de riskleri belirlemede gayet işinize yarayacaktır.


Kimler İş Güvenliği Uzmanı Olabilir, Nasıl Belge Alınır.?

 




Aşağıda yer alan bilgi ve açıklamalar, 11 Ekim 2013 tarihli ve 28792 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişiklikleri doğrultusunda güncellenmiştir.

 

1- Genel Açıklamalar:

Bilindiği üzere; 30/06/2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun “İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri” başlıklı 6 ncı maddesi ile işverenlere çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirme yükümlülüğü getirildi. Çalışanlar arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, işveren bu yükümlülüğünü ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden veya yetkilendirilmiş toplum sağlığı merkezlerinden hizmet alarak yerine getirebilecek.

 

Kanunun 38 inci maddesinde yer alan geçiş hükümleri uyarınca, işyerlerinde iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü; 50 ve daha fazla çalışanı olan özel sektör işyerleri için 30/12/2012 tarihinde başladı. 50’den az çalışanı olan, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan özel sektör işyerleri için 1/14/2013 tarihinde, Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için ise 30/6/2020 tarihinde başlayacak.

 

2- Kimler İş Güvenliği Uzmanı Olabilir?

6331 sayılı Kanunun “Tanımlar” başlıklı üçüncü maddesi ve  İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik’in “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde;

 

İş güvenliği uzmanı; iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik eleman şeklinde tanımlanmış,

 

Teknik eleman olarak ise;  teknik öğretmenler, fizikçi, kimyager veya biyolog unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin ile üniversitelerin  iş sağlığı ve güvenliği lisans veya ön lisans programı mezunlarını sayılmıştır.

 

Dolayısıyla sadece aşağıda belirtilen kişiler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan iş güvenliği uzmanı belgesi/sertifikası alabilecek ve iş güvenliği uzmanı olabilecektir;

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişleri,

Mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları,

Teknik öğretmenler,

Fizikçi, kimyager veya biyolog unvanına sahip olanlar,

Üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği lisans veya ön lisans programı mezunları.

Benzer meslek olmakla birlikte tam olarak bu tanıma girmeyenler için de YÖK’ten DENKLİK BELGESİ alanlar..

 

3- İş yerlerinin ve İş Güvenliği Uzmanlarının Sınıflandırılması:

 

6331 sayılı Kanun işyerlerini ve iş güvenliği uzmanlarını aşağıdaki şekilde üç ayrı sınıfa ayırmıştır.

 

İşyerlerinin Sınıflandırılması:

Çok tehlikeli işyeri

Tehlikeli işyeri

Az tehlikeli işyeri

 

İş Güvenliği Uzmanlarının Sınıflandırılması

A sınıfı iş güvenliği uzmanı

B sınıfı iş güvenliği uzmanı

C sınıfı iş güvenliği uzmanı

 

4- Sınıflandırmaya Göre İş Güvenliği Uzmanlarının Görev Alabileceği İşyerleri:

 

6331 sayılı Kanunun “İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları” başlıklı 8 inci maddesinin beşinci fıkrası ve Yönetmeliğin 7 nci maddesi ikinci fıkrası uyarınca;

 

Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde A sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı,

 

Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde en az B sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı,

 

Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise en az C sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı çalıştırılması gerekmektedir.

 

Dolayısıyla;

 

A sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanları tüm tehlike sınıflarında yer alan işyerlerinde,


B sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanları az tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde,


C sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanları ise sadece az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde görev alabilirler.
 

 

 

 

5- İşyerlerinin Girdiği Tehlike Sınıfı Nasıl Belirlenecek?

6331 sayılı Kanunun “Tehlike sınıfının belirlenmesi” başlıklı 9 uncu maddesinde; işyeri tehlike sınıflarının Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile tespit edileceği belirtilmiş, bu doğrultuda 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmi Gazete’de İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği ve eki İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Listesi (NACE kodları) yayımlanmış olup, işyerlerinin faaliyet konusuna tehlike sınıfından hangisine girdiği Tebliğ eki listede yer almaktadır.

 

6- İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi Alma Şartları?

Genel Açıklama: Daha önce iş güvenliği uzmanlığı belgesi almamış olanlar, ilk başta sadece C Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi alabilecekler, bu belgeyi alabilmeleri için de önce kursa giderek iş güvenliği uzmanlığı eğitimi almaları, ardından sınava katılarak sınavda başarılı olmaları gerekecektir. Bu durumda olanların, daha sonra nasıl B ve A Sınıfı belge alabilecekleri, aşağıda “Belge Yükseltme” başlıklı bölümde anlatılmıştır. Bunun istisnası ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın aşağıda sayılan birimlerinde çalışması bulunanlar ve iş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği programında doktora veya yüksek lisans yapmış olanlardır. Bu istisnai durumdakiler yine aşağıda belirtilen şartlarla doğrudan A veya B Sınıfı belge alabileceklerdir.

 

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi Alabilecek Olanlar:

B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve A Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak A Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlar,

 

Mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanlardan; iş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği programında doktora yapmış olanlar,

 

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü veya bağlı birimlerinde en az on yıl görev yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanlar,

 

İş sağlığı ve güvenliği alanında müfettiş yardımcılığı süresi dâhil en az on yıl görev yapmış mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri,

 

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde uzman yardımcılığı süresi dâhil en az on yıl fiilen görev yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanı olan iş sağlığı ve güvenliği uzmanları A Sınıfı belge alabilirler.

 

B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi Alabilecek Olanlar:

C Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlar,

 

İş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği programında yüksek lisans yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlardan B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı için yapılacak sınavda başarılı olanlara,

 

İş sağlığı ve güvenliği alanında teftiş yapan mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri hariç, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında müfettiş yardımcılığı süresi dahil en az on yıl görev yapan müfettişlerden B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlar B Sınıfı belge alabilirler.

 

C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi Alabilecek Olanlar:

C Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak C Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlar,

 

İş sağlığı ve güvenliği alanında teftiş yapan mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri hariç Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında müfettiş yardımcılığı süresi dâhil en az on yıl görev yapan müfettişlerden C Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılanlar C Sınıfı belge alabilirler.

 

Dolayısıyla iş güvenliği uzmanlığı belgesini, durumlarına göre bazı kişiler doğrudan alabilecekken, bazıları ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda başarılı olmaları halinde belge alabilecekler, bazı kişiler ise önce iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılacaklar, eğitim sürecini tamamladıktan sonra girdikleri sınavda başarılı olmaları halinde iş güvenliği uzmanlığı belgesi alabileceklerdir. Bu kişiler üç ayrı kategoriye ayrılarak aşağıda belirtilmiştir;

 

I- Eğitime ve Sınava Girmeden  İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi Alabilecek Olanlar:

Mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanlardan; iş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği programında doktora yapmış olanlar,

 

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü veya bağlı birimlerinde en az on yıl görev yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanlar,

 

İş sağlığı ve güvenliği alanında müfettiş yardımcılığı süresi dâhil en az on yıl görev yapmış mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri,

 

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde uzman yardımcılığı süresi dâhil en az on yıl fiilen görev yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanı olan iş sağlığı ve güvenliği uzmanları,

 

eğitime katılmadan ve sınava girmeden A Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi alabilirler.

 

II- Eğitime Katılmadan Doğrudan Sınava Girerek İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi Alabilecek Olanlar:

İş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği programında yüksek lisans yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlar eğitime katılmadan doğrudan B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı için yapılacak sınava girerek sınavda başarılı olmaları halinde B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi alabilirler.

III- Belge Alabilmeleri İçin Önce Eğitime Sonra Sınava Girmesi Gerekenler:

A Sınıfı belge alabilmek için B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlar.

 

B Sınıfı belge alabilmek için C Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlar.

 

Daha önce iş güvenliği uzmanlığı belgesi almamış olup, ilk defa belge almak isteyen mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlar. Bunlar sadece C Sınıfı belge alabilirler.

 

7- İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitim Süreci:

İş güvenliği uzmanlarının ve diğer sağlık personelinin eğitimleri, Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan eğitim kurumları tarafından verilmektedir.

 

Eğitimler İş Güvenliği Uzmanlığı  Temel Eğitimi olarak belirtilmiştir.

 

İş güvenliği uzmanlarının eğitim programları teorik ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden oluşur ve programın içeriği ile programda görevli eğiticilerin nitelikleri Yönetmelikte belirtilen Komisyon tarafından belirlenir. Eğitim programının süresi, teorik kısmı 180 saatten, uygulama kısmı 40 saatten ve toplamda 220 saatten az olamaz ve bu kısımlar ancak tek bir program dâhilinde uygulanabilir. Teorik eğitimin en fazla yarısı uzaktan eğitim ile verilebilir. Uygulamalı eğitimler, iş güvenliği uzmanları için en az bir iş güvenliği uzmanının görevlendirilmiş olduğu işyerlerinde yapılır. Adaylar, teorik eğitimde mazeretli veya mazeretsiz en fazla altı ders saati devamsızlık hakkına sahiptir. Ancak uygulamalı eğitimin tamamına katılım zorunludur.

 

Eğitim kurumlarında eğitimler; iş güvenliği uzmanlığı ve diğer sağlık personeli eğitim programı için Yönetmelikte belirtilen eğitici belgesine sahip olan mühendis, mimar veya teknik elemanlarla, Komisyonca belirlenecek müfredatta belirtilen konulara uygun eğitici belgesine sahip diğer eğiticilerden tarafından verilir.

 

Eğitim kurumları, Komisyonca belirlenen müfredat esas alınarak hazırlanan ve eğitim verilecek konulara uygun eğiticiler ile en az bir en fazla iki olmak üzere eğiticilerin yedeklerinin de yer aldığı teorik eğitim programını ve eğitime katılacakların listesini eğitimin başlangıç tarihinden en az üç işgünü önce Genel Müdürlüğe elektronik ortamda bildirirler. Bu program Genel Müdürlük tarafından onaylandıktan sonra eğitime başlanır. Genel Müdürlükçe onaylanmamış programlarla eğitime başlanamaz. Onaylanmamış programla eğitime başlanması halinde doğacak hukuki sonuçlardan eğitim kurumları sorumludur.

 

Eğitim programları, katılımcılar tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde eğitim kurumu içerisinde ilan edilir.

 

Genel Müdürlükçe onaylanmış olan eğitim programının hiçbir unsurunda değişiklik yapılamaz. Ancak, zorunlu bir nedenin varlığı ve bu nedenin geçerli bir belgeye dayandırılarak Bakanlığın onayının alınması şartıyla eğitim kurumlarınca sadece programda görevli eğiticilerde değişiklik yapılabilir. Eğitim programları, katılımcılar tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde eğitim kurumu içerisinde ilan edilir.

 

Uzaktan eğitim tamamlanmadan yüz yüze eğitim, yüz yüze eğitim tamamlanmadan uygulamalı eğitim başlatılamaz. Eğitim programı tamamlandığında, eğitim kurumu tarafından eğitime katılan kişiyle ilgili Yönetmeliğin ekinde yer alan Eğitim Katılım Belgesi düzenlenir.

 

Genel Müdürlük eğitimlerin etkin ve verimli bir şekilde verilip verilmediğinin izlenmesi amacıyla kendi görev ve yetki alanına giren konularda eğitim kurumlarını, eğiticileri ve sorumlu müdürleri, yetki alınan mekânı, İSG-KATİP ile diğer elektronik sistemler veya evrak üzerinden kontrol eder ve denetler.

 

Eğitim programlarına katılmak isteyen adayların eğitim kurumlarına aşağıdaki belgeler ile birlikte başvurmaları gerekir:

 

a) Başvuru yapılan eğitim kurumuna hitaben yazılan, adayın hangi eğitim programına katılacağını belirten ve T.C. kimlik numarası ile iletişim bilgilerini içeren ıslak imzalı başvuru yazısı.

 

b) Adayın katılacağı eğitim programına uygun alanda lisans eğitimi aldığını gösteren diploma veya geçici mezuniyet belgesi.

 

c) A Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacaklar için B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ve bu belgeyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını gösteren belgeler.(KİŞİ KARTI-1460 GÜN)

 

ç) B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacaklar için C Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ve bu belgeyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını gösteren belgeler. (KİŞİ KARTI-1095 GÜN)

 

d) T.C. kimlik numarası yazılı beyanı.

 

Adayların eğitim programlarına katılabilmesi için, ilgili eğitim programının başlangıç tarihinden önce lisans  ve iş sağlığı güvenliği bölümünün önlisans eğitimini tamamlamış ve bu eğitime ilişkin mezuniyet diploması alabilecek yeterliliğe sahip olmaları gerekmektedir. Bu duruma ilişkin gerekli inceleme, başvuru yapılan eğitim kurumu tarafından yapılır.

 

Yukarıda belirtilen belgelerin aslı ile birlikte örneğinin getirilmesi halinde eğitim kurumları tarafından tasdiki yapılır. Başvuru sırasında gerçeğe aykırı belge ve beyanda bulunduğu tespit edilenlerin başvuruları reddedilir. Bu durumun sonradan tespiti halinde eğitim, sınav ve belgeleri geçersiz sayılır.

 

Yönetmelikte belirtilen çalışma sürelerinin tespitinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, diploma veya mezuniyet belgelerinin doğruluğunun tespitinde Yükseköğretim Kurulu kayıtları esas alınır.

 

Yetki almış ve yetkileri iptal edilmiş eğitim kurumları listesine Genel Müdürlük Yetkilendirme Daire Başkanlığının linki aşağıda yer alan web sayfasından ulaşılabilir.

 

(http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/isggm.portal?page=duyuru&id=yetkilendi…)

 

8- İş Güvenliği Uzmanlığı Sınav Süreci:

Yukarıda “Eğitime Katılmadan Doğrudan Sınava Girerek İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi Alabilecek Olanlar” başlıklı bölümde belirtilenler dışındakiler, teorik ve uygulamalı eğitimi tamamlamadan sınava katılamazlar.

 

Eğitim programlarını tamamlayan adayların sınavları ÖSYM tarafından yapılır.

Adaylar, aldıkları eğitim tarihinden itibaren açılan sınavlara katılabilirler.

 

Sınavlarda 100 puan üzerinden en az 70 puan alan adaylar başarılı sayılır, sınav sonuçlarına itirazlar sınavı düzenleyen kurum tarafından sonuçlandırılır.

 

Açılacak sınavlar ve ilgili duyurular Genel Müdürlüğün web sitesinden takip edilir. (http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/isggm.portal.

 

ÖSYM Sınav duyurularında sınavın süresi ve konuları, sınav sonuçlarının öğrenilmesi ve sınava itiraz gibi konularda bilgiler yer almaktadır.

Sınav süreci ve sonrası genelde aşağıda belirtildiği şekilde gerçekleşmektedir.

Sınav başvurusu genelde internet üzerinden yapılmakta ve başvuru yapılacak internet adresi duyuru da belirtilmektedir.

 

9- Sınavda Başarılı Olanların Belge/Sertifika Alma Süreci: Sınavı kazanan iş güvenliği uzmanı adayları Belge ücretini T.C. Ziraat Bankası Şubesi Kurumsal Tahsilat Programı aracılığıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Sertifika Tahsilatlar hesabına (offline) KDV dahil 520.00-TL (2019 yılı için) yatırılması gerekmektedir. Kurumsal tahsilât hesabına belge ücreti, ziraat bankası şubelerinden yatırılabileceği gibi ziraat bankası internet bankacılığı kanalıyla da yatırılabilmekte, fakat EFT yoluyla bu hesaba para yatırılamamaktadır.

Ziraat bankasına sertifika ücretini yatırdıktan sonra, Genel Müdürlükçe sertifikaları İSGKATİP’ te tanımlanacaktır.

Ayrıca;

Tek başına eklenen yüksek lisans belgesi mevzuat gereğince yeterli olmadığından; mutlaka İSG ön lisans, mühendis mimar, kimyager, fizikçi veya teknik öğretmen lisans programını tamamlandığına dair diploma/mezuniyet belgesi olması, ayrıca lisans diplomasındaki soyadı bilgisi Nüfus Cüzdanı suretindekinden farklı olan ve bu husus Kızlık Soyadı/Önceki Soyadı bölümünde belirtilmeyenlerin önceki ve şimdiki soyadlarını belirtilen Resmi Bir Belge ibraz etmeleri gerekmektedir.

 

Diploma veya mezuniyet belgesinin onayı; noter, eğitim kurumu veya mezun olunan üniversiteye yaptırılabilmektedir. Ancak, diplomanın Eğitim Kurumlarınca onaylanması halinde; Aslı Gibidir kaşesi ile kaşelenmesi, Onaylayan Eğitim Kurumunun Kaşesinin bulunması, Genel Müdürlüğe gönderilen imza sirkülerinde imza örneği bulunan Eğitim Kurumu Yetkilisi (Sorumlu Müdür) tarafından imzalanması gerekmektedir.

 

10- Belge Yükseltme:

C Sınıfı belge sahiplerinin B Sınıfı, B Sınıfı belge sahiplerinin ise A Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi alabilmeleri için gerekli şartlar aşağıda belirtilmiştir:

 

I- C Sınıfı Belge Sahiplerinin B Sınıfı Belge Alma Şartları:

C Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgelemek,

 

B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılmak,

 

Yapılacak B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olmak.

 

II- B Sınıfı Belge Sahiplerinin A Sınıfı Belge Alma Şartları:

B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgelemek,

 

A Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılmak,

 

Yapılacak B Sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olmak.

 

11- İş Güvenliği Uzmanları Nasıl İş Bulacaklar:

İstisnai de olsa, Kanun ve Yönetmelikte belirtilen şartlara ve niteliklere ve de işyerinin tehlike sınıfına göre gerekli iş güvenliği uzmanlığına sahip olan işverenler, iş güvenliği uzmanlığı görevlendirme zorunluluğunu kendileri çalışarak yerine getirebileceklerdir. Bunun dışındaki işverenler ise iş güvenliği uzmanı görevlendirme zorunluluğunu ya kendileri hizmet akdiyle iş güvenliği uzmanı çalıştırarak ya da ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden (OSGB) hizmet alarak yerine getireceklerdir. İş güvenliği uzmanı çalıştırmak isteyen işverenler ile ortak sağlık ve güvenlik birimi olarak faaliyet gösteren yerler ise iş güvenliği uzmanlarını genelde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü vasıtasıyla temin ettiklerinden, söz konusu genel Müdürlük; işyerlerinden gelen talepler doğrultusunda iletişim bilgilerinin Genel Müdürlük web sayfasında yayınlanmasını isteyen işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve eğiticiler için veri ekleme sistemi oluşturmuştur. http://www.isgkatip.com/ web adresinden ulaşılacak sayfada İSG PROFESYONELİ HAVUZU kısmına gerekli bilgiler girilerek havuza kayıt olunması, iş bulma konusunda kolaylık sağlayacak, iş güvenliği uzmanı arayan işverenler veya ortak sağlık güvenlik birimleri, havuzda kayıtlı iş güvenliği uzmanları arasından seçecekleri kişileri arayarak irtibata geçeceklerdir. Kendisi doğrudan ortak sağlık ve güvenlik birimleri ile irtibata geçmek isteyen iş güvenliği uzmanları ise Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş ve yetki belgeleri iptal edilmiş OSGB listelerine Genel Müdürlük Yetkilendirme Daire Başkanlığının linki aşağıda yer alan  web sayfasından ulaşabilirler.

 

(http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/isggm.portal?page=duyuru&id=yetkilendi…)

İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışmalarının Amacı Nedir? Temel İsg Eğitimi Notları Nelerdir ?





İSG kısaltmasıyla iş hayatında yoğun olarak kullanılan iş sağlığı ve güvenliği tanımını yapacak olursak. “işyerinde işin yürütülmesi sırasında çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır” diyebiliriz.

İş sağlığı ve güvenliği – İSG olgusu, Avrupa Birliği içerisinde de, 1980’li yıllardan itibaren ağırlıkla ele alınmaya başlanmıştır. Özellikle, 1989 yılında çıkarılan 89/391/EEC sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Direktifi, iş sağlığı ve güvenliği alanında çerçeve direktif olarak kabul edilmiş ve daha sonra bu çerçeve direktife dayanarak çok sayıda bireysel direktif çıkarılmıştır. Ülkemizde 2012 yılında yürürlüge giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da Avrupa Birliği uyum süresince hayatımıza girmiştir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışmalarının Amacı

Çalışanları Güvenliğini Sağlamak: İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının ana amacını oluşturur. Çalışanları iş kazaları ve meslek hastalıklarına karsı koruyarak ruh ve beden bütünlüklerinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Üretim Güvenliğini Sağlamak: Bir işyerinde üretim güvenliğinin sağlanması beraberinde verimin artması sonucunu doğuracağından özellikle ekonomik açıdan önemlidir.

İşletme Güvenliğini Sağlamak: İşyerinde alınacak tedbirlerle, iş kazalarından veya güvensiz ve sağlıksız çalışma ortamından dolayı doğabilecek makine arızaları ve devre dışı kalmaları, patlama olayları, yangın gibi işletmeyi tehlikeye düşürebilecek durumlar ortadan kaldırılacağından işletme güvenliği sağlanmış olur.

Amaçlarından da anlaşılabileceği gibi iş sağlığı ve güvenliği çok yönlü bir çalışmayı gerektirir. Çalışmalar sırasında da tıp, fizik, kimya, matematik, istatistik, iktisat, sosyoloji, psikoloji ve ergonomi gibi bilimlerden yararlanılır. Çalışma alanı ise, tüm iş kollarını kapsar. Doğal olarak da her iş kolunda bazı farklılıklar gösterir. İş sağlığı ve iş güvenliği konusunda yapılan tüm çalışmalara rağmen, iş kazaları ve meslek hastalıklarının istenilen düzeye indirgenemediği tespit edilmiştir. Meslek hastalıkları yeterli düzeyde tespit edilememekte ancak iş kazaları büyük oranda tespit edilebilmektedir. Meydana gelen iş kazaları sonucu kesikler, yaralanmalar, elektrik çarpması, zehirlenmeler, cilt hastalıkları, kırıklar, organ kayıpları, ölümler ve toplu ölümler şeklinde karşımıza çıkmaktadır. İş sağlığı ve iş güvenliğini tek cümleyle özetleyecek olursak; “insan merkezli yaklaşımın adıdır” demek uygun olacaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliğini Kimin İşidir?

İSG bir ekip işidir. Belli bir çalışan sayısının üzerinde olan işyerlerinde isg kurulu kurma ve tehlike sınıfına göre değişen aralıklarla (az tehlikeli: 3 ayda 1, tehlikeli 2 ayda 1, çok tehlikeli ayda 1) toplanma ve işletmenin isg ihtiyaçlarını ve uygunsuzluklarını tartışma ve karara bağlama yükümlülüğü vardır. Genel olarak iş sağlığıyla ilgili uygunsuzlukları işyeri hekimi, iş güvenliğiyle ilgili olanları ise iş güvenliği uzmanı belirler ve isg kuruluna sunar. Kurulda ayrıca işveren vekili ve çalışan sayısına göre değişen sayıda çalışan temsilcisi bulunur.

Kısacası işletme İSG’yi çalışanların görüşlerine yer vererek, bir ekip halinde yürütmelidir. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi iş sağlığı ve güvenliği konusundaki en yetkin kişiler olsa da, isg risklerini işi sürekli yapan insanlar kadar detaylı göremeyebilirler. İSG konusunda en verimli sonuç, bütün çalışanları işin içine katarak alınacaktır.




Temel İSG not sunumlarını linkte bulabilirsiniz;


EĞİTİM SUNULARI

 

1- İSG NEDİR?

2- MEVZUAT   GÖRSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM (BURADA)

3- İSG KURALLARI VE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ

4- İŞ YERİ TEMİZLİĞİ VE DÜZENİ

5- İŞ KAZALARININ SEBEPLERİ VE KORUNMA YÖNTEMLERİ

6- İLKYARDIM

7- MESLEK HASTALIKLARININ SEBEPLERİ VE KORUNMA YÖNTEMLERİ

8- FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ

9- KİMYASAL RİSK ETMENLERİ

10- BİYOLOJİK RİSK ETMENLERİ

11- ERGONOMİ

12- GÜVENLİK VE SAĞLIK İŞARETLERİ

13- KİŞİSEL KORUYUCU VE DONANIMLAR

14- İŞ EKİPMANLARININ GÜVENLİ KULLANIMI

15- EKRANLI ARAÇLARLA ÇALIŞMA

16- ELLE KALDIRMA VE TAŞIMA TEKNİKLERİ

17- ELEKTRİK TEHLİKE VE RİSKLERİ

18- PATLAMA, PARLAMA, YANGIN VE YANGINDAN KORUNMA

19- TAHLİYE, KURTARMA VE ACİL DURUMLAR


 

KAYNAK YAYINLAR VE SUNULAR

* MEB-İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÇALIŞANLARIN EL KİTABI

 


10 Altın İSG Kuralı Nedir Nelerdir?

 10 Altın İSG Kuralı Nedir Nelerdir, Bunları Görsellerle Anlatmak istedim;





İş Güvenliğinin Tarihçesi Nedir? İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Dönemleri Nelerdir?

Bu kez Türkiye’miz de ve dünyada İş Güvenliği kavramının tarihçesi nden   bahsetmek istiyorum… İnsanoğlu, var olduğu günden beri yaşamını ...

En Yeniler

Powered By Blogger